Mark Daniels - Bir Nefeste Dünya Mitolojisi
5. BÖLÜM
AMERİKA YERLİLERİNİN MİTOLOJİSİ
AMERİKA YERLİLERİ KİMLERDİ?
Kuzey Amerika’ya ilk insan göçünün tarihi oldukça tartışmalı
bir konudur, ancak kıtada en azından M.Ö. 10.000’den, belki de çok daha
öncesinden beri yaşanmaktadır. Kıtanın sakinleri zaman içinde, farklı
zamanlarda gelişen medeniyetler halinde, Kuzey ve Güney Amerika’ya yayılmıştır.
Bugün Amerika Yerlileri ile ilişkilendirdiğimiz bu kültürün ortaya çıkışının,
kıtanın kuzeyinde M.Ö. 1000 ile M.S. 1000 arasında gerçekleştiği sanılmaktadır.
Bu dönemin sonunda Mississippi kültürünün içinden büyük Cahokia şehri ortaya
çıkmıştır bile. Günümüzün Missouri eyaletinin St Louis bölgesinde kurulmuş olan
Cahokia, 20.000 kişilik bir nüfusa ulaşmıştır; bu da o zamanın Londra'sının
nüfusuna denktir.
Amerika Yerlileri’nin kültürü, doğayla insanlar arasında kurulan
ruhsal bir denge prensibine dayanır ve özü itibarıyla toprakla iç içe geçmiş
durumdadır. Hayvanlar bu mitolojinin içinde büyük bir rol oynar: Yaşayan her şeyin,
dünyanın toplu ruhuna dahil olmakla birlikte, bireysel bir ruhu olduğuna da
inanılır. Yerliler toprağın bütün yaratıkların ortak malı olduğunu düşünür ve
avcılar yemek için öldürdükleri hayvanların ruhlarına şükranlarını sunarlar.
Avrupalı kaşifler Amerika'ya 1492 yılında ayak bastıktan
sonra, çeşitli hastalıkları ve sömürgeciliği de beraberlerinde getirmiş, bu da
yaşam koşullarını olumsuzlaştırmıştır. Amerika Yerlileri ilerleyen yüzyıllarda,
günümüzde hâlâ yaşanan kültürel bir çatışmanın içine girmiştir.
Ruhlar ve Ayinler
Amerika Yerlileri’nin yaratılış mitleri, Kuzey Amerika’da yaşamış
kabilelerin sayısı kadar çeşitlidir. Avrupalılar 1492’de geldiğinde, bugünün
ABD’sinde, 500’den fazla sayıda farklı kabile halinde on milyon, hatta belki
daha fazla kişi yaşıyordu. Bu sayılar doğrultusunda, düşünce sistemlerinin kıta
boyunca ne kadar çeşitlilik gösterebileceğini tahmin etmek zor değildir.
Wakan Tanka ve
Yaratılış
Belli başlı farklılıkları olsa da, Sioux ve Lakota
kabilelerinin benzer inanç sistemleri ve âdetleri vardı: İki kabile de Wakan
Tanka isimli, bazen ‘Büyük Gizem’ ya da 'Büyük Ruh’ diye çevrilen, her şeyin
içindeki evrensel ruha benzeyen bir varlığa çok önem vermiştir. Hiçbir şey var
olmadan önceki zamanlarda Wakan Tanka'nın Han isminde bulutlu, kara bir
boşluğun içinde durduğu söylenir. İlk varlık İnyan, kaya formunda dünyaya
gelir. Enerjisini denizlerin mavi kanı biçiminde akıtır ve kendisinden dünya
tanrıçası Maka yı yaratır.
Maka'yı yaratırken İnyan ona (elbette başka özelliklerin yanında)
uyumsuzluk ve olumsuzluk özelliklerini verir. Durum böyle olunca Maka şikayet
etmeye başlar. En büyük sıkıntısı İnyan’dan yaratılmış olması, kendinden menkul
bir varlık olmamasıdır. Ayrıca hâlâ Han ın karanlığında yaşıyor olmaktan ve
kendi yansımasını görememekten yana dertlidir. Üçüncü tanrı, gök tanrı
Skan’dır. İnyan ve Maka nın fiziksel yanları daha ağır basarken, Skan daha
tinsel bir varlık olduğu için onlardan daha ilahi bir role bürünür. Her şeyin
yargıcı o olduğu için Maka’nın da dertlerini dinler. Skan, Maka’yı yatıştırmak için,
Han'ın ikiye bölünmesine karar verir; yukarı dünyada Anp olarak varlığını ışık
altında sürdürürken, aşağı dünyada Han olarak karanlıkta yaşamaya devam edecektir.
Maka yukarı dünyanın mavi okyanuslarının ne kadar görkemli
olduğunu ve kendisinin ne kadar sade göründüğünü fark edince suyun birazını
alır ve süslenip güzelleşmek için gölleri ve nehirleri incik boncuk gibi takınır.
Hâlâ durumundan memnun olmayan Maka yakınmaya devam eder, bu da Skan ın
dördüncü ilkel tanrıWi’yi yaratıp dünyayı aydınlatmak üzere göğe
yerleştirmesine yol açar. Wi'ye ısı vermesini ve her şeyi gölgelemesini buyurur;
bu gölge bütün varlıkların ayrılmaz, bireysel ruhlarını temsil eder. Anp ile
Han, göğü gündüz ile gece olarak paylaşacaktır.
Çemberlerin Önemi
Birçok Amerika Yerlisi için çember, hem gerçek hem de mecaz
anlamıyla her şeyi kapsayan en kutsal şekildir ve birçok ayinde adı geçer.
Çemberleri gökkubbeden dünyanın şekline kadar her yerde görmek mümkündür.
Bu sebeple, çemberler Amerika Yerlileri’nin geleneklerinde önemli
bir yer tutar ve ABD genelinde törenlerde kullanılmak üzere yere yerleştirilmiş
devasa taş yapılara rastlanılır. Bu ‘şifa çemberleri’nin tam ortasında duran taştan
dört yöne doğru, eşit aralıklarla (yine taştan) dört çizgi çizilir. Her çizgi
farklı bir renkle, elementle, hayvanla yahut yaşamın farklı aşamalarıyla bağdaştırılır.
(Aztekler ayrıca dört yönü farklı renklerle özdeşleştirmişlerdi ve tanrıları,
farklı renkteki, her biri farklı bir yöne tekabül eden elementlerdi.)
Güneş Dansı ve
Hortlak Dansı
Yazları, bizon avlarının başarılı geçmesi ve gelecekteki hayvan
nüfusunun artması için yapılan Güneş dansı ayini, ruhani önem taşıyan yıllık
bir törendi. Bu tören süresince, kabilenin erkekleri özel olarak bu danslar
için inşa edilmiş bir yapının içine otururlardı. Bu yapılar göğe açılır ve
ortalarında uzun bir ağaç yerleştirilirdi; ağacın tepesinde de bir bizon
kafatası bulunurdu.
Genç erkekler vücutlarını sarıya boyar, süslü tüyler takar ve
kendilerini kaybedip ruhani ziyaretlere açılmak amacıyla birkaç günlük bir oruç
tutma, kendine zarar verme ve ayin sürecine girerlerdi. Ritüel, genç erkeklerin
direğin tepesinden sarkan ipleri göğüs uçlarına bağlayıp dans etmeleriyle
sonlanırdı.
Bu tür etkinlikler beyaz Amerikalıların Hıristiyan anlayışlarıyla
uyuşmadığı için engellenmeye çalışılmıştır. Ancak, ayin yine de tamamen tarihe
karışmamış ve kısa bir süre içinde ‘Hortlak Dansı’ olarak yeni bir şekle bürünmüştür.
1889’da Wovoka olarak bilinen Amerika Yerlisi bir kahin tarafından
yaygınlaştırılan bu dansın, katılımcıları ölülerin ruhlarına yaklaştırdığına
inanılır. Eski ve yeni Amerika arasındaki çatışmanın doruk noktasına ulaştığı
bir zamanda, ülkedeki birlik ve dengenin tekrar sağlaması ve kıtanın istiladan
önceki durumuna geri dönmesi için bu dans edilmiştir. Ne var ki kıtada yaygınlaşan
bu dans, tam tersi bir etki yaratmıştır. Zira ABD ordusu, kabilelerinin bu
dansı etmesini önleyemeyen liderleri tutuklamış ve hatta öldürmüştür. 1890’da Güney
Dakota’daki Yaralı Diz Deresi’ndeki bir saldırıda 150’den fazla Amerika Yerlisi
katledilmiştir. Herhangi bir tören yapılmaksızın toplu mezarlığa gömülen
ölülerin arasında birçok kadın ve çocuk da vardır.
Günümüz Kültüründe
Kullanılan Amerika Yerlisi Kelimeler
ABD eyaletlerinin yaklaşık yarısının ismi Amerika Yerlisi
dilinden, yahut orada yaşamış kabilelerin isimlerinden gelmektedir. Kolomb
öncesi (Kuzey ve Güney) Amerika’da konuşulan dillerden gelenve çağdaş
İngilizce’de gündelik hayatta kullanılan birçok kelime vardır. Barbekü
(barbecue), kasırga (hurricane), domates (tomato), patates (potato), kokain
(cocaine), Amerika geyiği (moose), rakun (racoon) ve kızak (toboggan) bunlardan
bazılarıdır. İngilizce’ye birebir aktarılmış bu kelimelerin haricinde, ayrıca
(ticari) kültürde de Amerika Yerlisi mitlerindeki kahramanlık ve mistisizme
gönderme yapan bazı terimler kullanılır.
Bu terimlerin çoğunun ticari çıkar için kullanımının akla
erkeksi, vahşi, doğaya düşkün savaşçı modelini getirmeye çalışan başarısız teşebbüsler
olduğu ve kıtayı mesken edinmiş yüzlerce farklı kabileyi doğru düzgün
yansıtamadığı bir gerçektir. Anlaşılan, Amerika Yerlileri’ne dair önyargılarımıza
dayanarak klişeleri tekrar tekrar üretmekteyiz.
Mark Daniels - Bir Nefeste Dünya Mitolojisi
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.