John Alexander Hammerton & Arthur Mee - Dünya Dinleri Sözlüğü
BİRİNCİ ESDRALAR
Ve Josias (Yoşiya) , Tanrısı için Jerusalem'de (Kudüs)
saltanatının 18. yılının ilk ayının 14. günü, Hamursuz bayramı ziyafetini
tertip etti ve Levililer’in, İsrail'in kutsal papazlarının, kendilerini Allah
için kutsamalarını ve Kral Süleyman'ın inşa etmiş olduğu evde Tanrı'nın kutsal
sandığını yerleştirmelerini buyurdu. Sonra, sunakta Tanrı'ya kurban olarak
sunulan 37600 kuzu ve çocuklar bir de 4300 dana mevcuttu. Ve ateşle Fısıh
kurbanını kızarttılar; kurbanlara gelince, onları pirinç kap ve tavalarda
lezzetle kapladılar ve bütün insanların önüne koydular. Ve böyle bir hamursuz
bayramı Samuel peygamberin zamanından beri İsrail'de kutlanmadı. Ve Yoşiya'nın
çalışmaları kalpten bir dindarlıkla tanrısının önünde samimiydi.
Yani, neticede Yoşiya'nın bu eylemleri Mısır Kralı
Pharaoh'un (Firavun), Carchamis'te (Karkamış) Euphrate'lere karşı bir savaş
açmasına yol açtı ve Yoşiya, Peygamber Jeremy'nin (Yeremya) Tanrı'nın ağzı ile
söylenmiş sözlerini kabul etmeyerek ona karşı çıktı ve Magiddo ovasında kendisi
ile savaşmaya başladı. Sonra kral maiyetine: "Beni savaştan uzaklaştırın; zira
çok güçsüzüm" dedi. Kudüs'e geri götürülünce öldü ve babasının kabrine
gömüldü. Ve bütün Yahudiler içinde önde gelen erkekler, karıları ile birlikte,
Yeremya peygambere destek verdiler, bugüne kadar ona ağıt yaktılar.
Sonra insanlar Yoşiya'nın oğlu Joachaz'ı (Yehoahaz) kabul ettiler
ve kendisini kral yaptılar ama Mısır Kralı onu tahttan indirdi ve Tanrı'nın huzurunda
kötülük yapan kardeşi Joachim'i (Yehoyakim) , Judea (Yahuda) ve Kudüs'ün kralı
tayin etti. Kendisine karşı olduğu için Babil Kralı Nabuchodonosor (Nabukodonosor,
Nebukadnessar) kendisi ile karşılaşıp pirinç zincire vurdu ve onu Babil'e
götürdü. Nabukodonosor, Tanrı'nın kutsal gemilerini de aldı ve onları götürüp
Babil'deki kendi mabedine yerleştirdi ve Zedechias'ı (Sidkiya) kral atadı. Sidkiya,
on bir yıl saltanat sürdü; ancak Tanrı'nın gözü önünde de kötülük yaptı.
Halkın ve rahiplerin idarecileri, aynı şekilde Tanrı'nın aleyhinde
çok şeyler yaptılar ve müthiş dinsizlikleri nedeniyle kulları için gazaba gelen
Tanrı'nın mabedini kirlettiler; onlarla uğraşması gerektiği yönünde Kaide
Krallarına emir verdiler. Bu yaptıkları ile aralarında ne delikanlı ve kız, ne
yaşlı adam ne de çocuk ayırtederek canını bağışlamadılar ve katlettiler. Sonra,
Rab'bin büyük küçük bütün kutsal eşyalarını, Kutsal Sandık [ the Ark of God: On
Emir'in yazılı olduğu iki tabletin eski Yahudiler tarafından saklandığı sandık]
ve kralın hazineleri ile birlikte aldılar ve onları Babil'e götürdüler.
Tanrı'nın Evi'ne gelince onu yaktılar ve Kudüs'ün duvarlarını yıkarak kulelerini
ateşe verdiler. Ardından savaşta kılıçla öldürülmeyen, Perslerin saltanatına
kadar Nabukodonosor'un hizmetlileri olan insanlar, Yeremya'nın ağzından çıkan
Tanrı sözlerini yerine getirmek için Babil'e götürüldüler.
Perslerin kralı Cyrus'un (Koreş) ilk yılında, Tanrı ruhunu yükseltti
bütün krallığı için: "İsrail'in Tanrısı, en ulu Tanrı, beni bütün dünyanın
kralı yaptı ve bana Yahudi mahallesinde, Kudüs'te kendisine bir ev kurmamı
emretti. Eğer onun halkından herhangi biriniz orada olursanız, bırakın Tanrı,
hatta onun Tanrı'sı, onunla beraber olsun ve kendisi Kudüs'e yükselsin ve İsrail'in
Tanrı'sının evini kursun." diyerek beyanda bulundu.
Judea ailelerinin ve Benjamin kabilesinin ileri gelenleri,
aynı zamanda rahipler ve Levililer orada Tanrı'ya ev inşa etmek üzere Kudüs'e
geldiler. Sonra altın ve gümüşle, at ve sığırla ve çok miktarda bedelsiz
armağanlarla tüm eşyalar-şeklinde onlara yardımı yapıldı. Kral Koreş de
Kudüs'ten Nabukodonosor'un götürmüş ve kendi putlarının mabedine yerleştirmiş
olduğu kutsal sandıkları sergiledi. Sanabassar (Şeşbassar) tarafından Babil'den
Kudüs'e geri getirilen altın ve gümüşten kaplar, beraberindeki esirler sayıca
beş bin dört yüz altmış dokuz idi.
Ama Artakserkses'in (Artahşasta) zamanında, Mabed'in
inşaatına ara verildi. Darius'un saltanatı dönemindeyse, kendisi Hindistan'dan
Etiyopya'ya kadar yüz yirmi yedi bölgeden maiyetindeki idarecilere ve önderlere
muazzam bir ziyafet verdi. Sonra onlar yiyip içerlerken, kralın grubunu koruyan
nöbetçilerden üç genç adam bilge konuşmalarla birbirini alt etmeye çabalıyorlardı.
Her biri kendi cümlesini yazıyor ve yazılarını kralın takdirine arz ediyordu. Birincisi
şarabın gücünden, ikincisi kralın gücünden, üçüncüsü kadınların ve gerçeğin gücünden
bahsediyordu. Zorobabel (Zerubbabil) olan üçüncüsünün en bilge olduğuna karar
verildi ve o anda bütün insanlar bağırdılar: 'Önemli olan gerçektir ve her
şeyden güçlüdür.'
Sonra kral kendisine dedi ki: 'Arzu ettiğin şeyi söyle, biz
de onu sana verelim; çünkü sen en akıllı bulundun. Sonra Zerubbabil, krala dedi
ki: 'Krallığına geldiğin gün etmiş olduğun, Kudüs'ü inşa etme ve Kaldeliler
tarafından Judea harab edildiği zaman Edomitelerin (Edomlular) yaktığı Mabedi
yeniden inşa etme konusundaki yeminini unutma.'
Sonra Kral Darius ayağa kalktı ve kendisini öptü, ardından bütün
hazinedar ve yöneticilerine o ve onunla birlikte Kudüs'ü inşa etmeye giden
herkesin emniyetle nakledilmeleri konusunda mektuplar yazdı. Celosyria, Phenice
ve Libanus'taki (Kili-Suriye, Fenike ve Lübnan'daki) valilerine de Libanus'tan Kudüs'e
sedir ağacı getirmeleri ve şehri inşa etmeleri gerektiği konusunda mektuplar
yazdı. Ardından erkek ve kız hizmetlileri ile şarkı söyleyen erkek ve kadınlar
eşliğinde aileler ve kabileler, Darius'un onlarla birlikte gönderdiği bin atlı
refakatinde Kudüs'e geri getirildiler.
Kudüs'e dönüşlerinden sonraki ikinci yılın, ikinci ayının
ilk günü Tanrı'nın Evi'nin temeli atıldı ve Mabet üç yılda, Darius'un altıncı
yılı esnasında, Adar ayının yirminci günü bitirildi ve muazzam bir şölen ve
kurbanlar eşliğinde hizmete açıldı.
Bu olaylardan sonra Perslerin Kralı Artakserkses tahtta iken,
Babil'den Kudüs'e Aaron ailesinden başrahip Esdras ve kendisi ile beraber bazı
rahipler, Levi'ler, kutsal şarkıcılar ve Mabedin papazları geldi. Kendisi
kraldan Judea ve Kudüs'ün işlerine Tanrı'nın Yasası'nda bulunana uygun şekilde
bakmak üzere atama belgesi ve Tanrı'nın Mabedi'nde kullanılmak üzere altın ve
gümüş gemilerden oluşan armağanlar getirdi.
Ardından Esdras, bütün Yahudi mahallelerinde ve Kudüs'te esarette
bulunanların tümüne hitaben, onların Kudüs'te toplanmaları gerektiği duyurusunu
yaptı. Üç gün sonra tüm kalabalık Mabedin geniş avlusunda toplandı ve dinsiz
kanlarını ve çocuklarını zapt etmek ve işlemiş oldukları hatalardan arınmak
amacı ile koçlar adamak için el ele verdiler. Ve Esdras bu amaçla yapılmış olan
tahta kürsünün üzerinde ayakta durdu, insanlara Musa'nın Yasası'nı açıkladı.
Bu yüzden Esdras, Rab Tanrı'ya, en yüce, Orduların Tanrısı'na,
Her Şeye Gücü Yeten'e şükretti. Ve bütün insanlar karşılık verdiler: 'Amin.'
Sonra ellerini kaldırarak, toprağa secde ettiler ve Tanrı'ya; 'Bu gün Tanrı
adına kutsaldır. . .' diyerek tapındılar. Çünkü Yasa'yı duyduklarında hepsi
ağlamışlardı. Bu yüzden Levililer bütün olayları insanlara: 'Bu gün Tanrı adına
kutsaldır, kederli olmayın. . .' diyerek duyurdular. Sonra her kişinin yemesi
içmesi ve eğlenmesi, bir de hiçbir şeyi olmayanlara bağışlamak ve onları
mükemmelen avutmak üzere yola koyuldular.
John Alexander Hammerton & Arthur Mee - Dünya Dinleri Sözlüğü
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.